Muğla Kent Ekonomisi Raporu 2025

WEB_BANNER

Türkiye’de ekonomik kalkınmaya dair anlayış, yalnızca büyüme rakamlarına odaklanan geleneksel yaklaşımlardan sıyrılarak; refah, eşitlik ve sürdürülebilirlik gibi niteliksel göstergeleri de içeren daha kapsayıcı bir yönü benimsemelidir. Günümüzde kalkınma yalnızca ekonomik çıktılarla değil, aynı zamanda sosyal bütünleşme, yaşam kalitesi ve çevresel uyum gibi boyutlarla birlikte değerlendirilmek durumundadır. Bu dönüşüm, kentleri yalnızca üretim ve tüketim birimleri değil, aynı zamanda sürdürülebilir refahın, toplumsal adaletin ve yerel dayanışmanın odağı haline getirmiştir. Bu çerçevede hazırlanan Muğla Kent Ekonomisi Raporu, ilin ekonomik yapısını sosyal ve mekânsal boyutlarıyla birlikte ele alan bütüncül bir analiz sunmakta ve Türkiye’nin kalkınma hedefleriyle uyumlu, insan odaklı bir büyüme anlayışının gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Rapor, Muğla’nın mevcut ekonomik yapısını detaylı biçimde incelerken, ilin yalnızca bir turizm merkezi değil, aynı zamanda göç dinamikleri, ikinci konut sahipliği, sosyal hizmetlere erişim farklılıkları ve yaratıcı sektörlerdeki potansiyeliyle çok boyutlu bir kalkınma alanı olduğunu ortaya koymaktadır. Kentin son yıllarda yaşadığı yapısal dönüşüm, iç göç ve tersine göç hareketleriyle birlikte ele alınmakta; bu hareketlerin kamu hizmetlerinin planlamasından çevresel sürdürülebilirliğe kadar birçok alanda özel stratejiler gerektirdiği vurgulanmaktadır. İlin TR32 bölgesindeki tamamlayıcı rolü, tarım odaklı Aydın ve sanayi odaklı Denizli’ye kıyasla Muğla’nın hizmetler ve turizmde derinleşen yapısıyla dikkat çekmektedir.

Kent ekonomisi, bu raporda yalnızca üretim ve istihdam verileriyle değil, refah üretme kapasitesi, dayanıklılık ve çok aktörlü yönetişim çerçevesiyle ele alınmıştır. Raporun kuramsal zemini, Amartya Sen’in “yapabilirlikler yaklaşımı” ve OECD’nin yaşam kalitesi göstergeleri gibi güncel kalkınma teorilerine dayandırılmıştır. Bu yaklaşım doğrultusunda, kişi başına düşen gelir ya da ihracat rakamları kadar, bireylerin fırsatlara erişimi, eğitim ve sağlık altyapısı gibi alanlara da yoğunlaşılmıştır.

Muğla özelinde hazırlanan rapor, mevcut yapının analizinden hareketle üç ana hedefi gündeme getirmektedir. İlki, kent ekonomisinin sunduğu fırsat ve kısıtların yaşam kalitesine etkisini ortaya koyarak sosyal refahın artırılmasıdır. İkincisi, adil ve sürdürülebilir kentleşme için kent ekonomisinin planlama süreçlerine entegre edilmesi, böylece insan odaklı, katılımcı ve çevresel duyarlılığı yüksek bir kentsel yönetişim modelinin oluşturulmasıdır. Üçüncü olarak ise, “Dünya Kenti Muğla” vizyonuyla uyumlu biçimde ilin hem küresel ölçekte hem de Akdeniz kent ağı içinde etkin bir aktör haline gelmesi için uluslararası ilişkiler ağının ve yaratıcı sektörlerin güçlendirilmesidir.

Raporun sonuç bölümünde yer alan politika önerileri beş ana eksende şekillenmiştir: Katılımcı mekanizmaların güçlendirilmesi, dijital altyapının geliştirilmesi, bilgi yoğun hizmet sektörlerinin teşviki, yaratıcı ekonominin desteklenmesi ve kapsayıcı büyüme. Bu öneriler, yalnızca teknik bir kalkınma planı değil, aynı zamanda demokratikleşme, eşitsizlikle mücadele ve toplumsal dayanıklılık gibi daha geniş bir vizyonun parçaları olarak sunulmuştur. Dörtlü sarmal modeli (kamu, özel sektör, akademi, sivil toplum) çerçevesinde kent içi işbirliklerinin artırılması; dijital kamu hizmetlerinin kırsal mahalleleri de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması; yaratıcı sınıfı çeken bir yaşam ortamının oluşturulması gibi öneriler, hem yerel hem küresel ölçeklerde Muğla’nın rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir.

Bu yönleriyle Muğla Kent Ekonomisi Raporu, salt ekonomik analizlerin ötesine geçerek, Muğla’nın geleceğini şekillendirecek bütüncül ve vizyoner bir kalkınma çerçevesi sunmaktadır. Raporda önerilen politika ve stratejiler hayata geçirildiğinde, Muğla yalnızca TR32 Bölgesi içinde değil, Türkiye’nin genelinde de yenilikçi, kapsayıcı ve sürdürülebilir kent ekonomisi modelleri arasında öne çıkan bir örnek haline gelecektir.